Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ARYABESK

"Soyundum ve görüntünü gardırobun kapısından silmeye çalıştım. İkimizin tanıştığı koltuğa oturdum. Sesini silmeyi beceremedim. En iyisi aşktı..onu bulduğum yere beni götürebilecek bir ayna aradım. Güvercinlerimi anlattığım yazıyı sana göndermek istedim; sana dokunmak istedim, ince uzun küpelerim sırtına değsin istedim. Açık, gergin ve güçlü bir şey bu. Aşksızlık, dansa yenik düşmektir. Giyindim, hava çok sıcak. Fotoğrafını duvara asıp, sözcüklerin yok etme, var olma savaşı verdiği sayfaları yırtıp atıyorum. Kendine söyleyemediklerini, dudaklarının kenarı anlatır bana. Korkularını, korktuklarını. Her şeyi, her şeyi unuturum. Sadece bir fotoğraf için, evime diğer gecelerden daha erken dönerim. Daha erken uyanırım, en az senin kadar....neyim. Gözlüklerine patlayan ışık, onu unuttuğum bir gece, yaktığım koltukta bana rastladı. Sevgilimi pencereden aşağı attım. Babamı menekşe saksımın içine gömdüm. Perdeleri sıkıca kapattım. Artık uyanık kalabilirim." Umay Umay / Oros

THE LUMINEERS - STUBBORN LOVE

Bu sene "En İyi Yeni Sanatçı" kategorisinde Grammy Ödüllerine aday gösterilen Amerika'lı folk rock grubu The Lumineers; vokal/gitarda Wesley Schultz, davulda Jeremiah Fraites, vokal/çelloda Neyla Pekarek, mandolin/piyanoda Stelth Nlvang ve bas gitarda Ben Wahamaki'den oluşuyor..Grubun kurucuları Schultz ve Fraites 2005 yışında New Jersey'de bir araya gelip şarkı yazmaya başladılar ve diğer üyelerin katılımı ile The Lumineers son kadrosuna geçtiğimiz sene içerisinde ulaşmış oldu. Nisan 2012'de kendi adlarını taşıyan ve 11 şarkıdan oluşan debut albümü piyasaya süren grup, önce "Ho Hey" ve son olarak da "Stubborn Love" single'ları ile kendilerinden tekrar söz ettirmeye başladılar..Gelecek vaat eden The Lumineers'i takip listemize ekliyoruz.  http://thelumineers.com/

BİR FİLM: KELEBEĞİN RÜYASI

"Bu film Türk sinemasında çığır açacak"..Evet son dönemlerde adından genelde bu ve benzeri cümlelerle bahsedilen Yılmaz Erdoğan'ın yazıp yönettiği beşinci sinema filmi Kelebeğin Rüyası geçen cuma vizyona girdi...Bize de izlemek düştü. Hemen her yerde bahsedildiği üzere, başlangıçta "peşinen" görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki'nin hakkını teslim edelim..1991-1996 yılları arasında TRT'de kameraman olarak çalıştıktan sonra görüntü yönetmenliği yapmaya başlayan Tiryaki, Nuri Bilge Ceylan ve Çağan Irmak gibi yönetmenlerle çalıştı..Issız Adam, Vavien, Prensesin Uykusu, Bir Zamanlar Anadolu'da ve Dedemin İnsanları görüntü yönetmenliğini üstlendiği filmlerden yalnızca bir kaçı. Kelebeğin Rüyası'nda baştan sona su gibi akıp giden güzel resimlerin yaratıcısı da ta kendisi. Film, İkinci Dünya Savaşı sırasında Zonguldak'ta yaşayan ve verem hastalığından genç yaşta hayatlarını kaybeden iki şair odağında ilerlerken, iki şairin aynı kadına aş

BİR OYUN: KABİN

Kabin, Craft Tiyatro'nun yeni oyunu..Cine 5'te yaptığı programlardan tanıdığımız Kemal Hamamcıoğlu'nun askerdeyken yazdığı oyunun yönetmeni ise Çağ Çalışkur..Kendisi 2011 senesinde vefat eden tiyatro yönetmeni ve İstanbul Devlet Tiyatrosu sanatçısı Cüneyt Çalışkur ve İpek Bilgin'in 1982 Ankara doğumlu oyuncu kızı...Süpervizörlüğünü Rıza Kocaoğlu'nun yaptığı oyunda Gonca Vuslateri'ne, son olarak Taş Mektep filminde karşımıza çıkan 1990 doğumlu genç oyuncu Bora Akkaş eşlik ediyor..(kendisini rap müzik camiasından Doğa Bora olarak da tanıyanlar vardır) Prömiyerini 21 Şubat Perşembe akşamı yapan oyunu dün akşam seyretme şansı yakaladım...Askerden dönen (ya da ilk önce öyle olduğunu düşündüğümüz) erkek karakteri canlandıran Bora Akkaş ve sevgilisinin düğün gecesinde (finale yakın "alışılagelen" bir ilşiki olmadığını anlıyoruz) kabine girmeye karar veren kadın karakteri canlandıran Gonca Vuslateri yüksek performansları ile gerçekten göz dolduruyorla

MUTLU YILLAR YOKO ONO !

Yoko Ono...Bir çoğuna göre Beatles'ın dağılma sebebi olan kadın..Bir tasarımcı...Bir müzisyen...Bir yönetmen...Bir feminist...John Lennon'un büyük aşkı...Ve bir cadı ! 18 Şubat 1933 Tokyo doğumlu Japon müzisyen Yoko Ono, bugün 80.yaşını kutluyor..Çok güzel bir anlamı var isminin: "deniz çocuğu"...Nitekim Lennon, "Ocean child calls me" dizeleri ile "Julia" şarkısında kendisine seslenmiştir...1969-1980 yılları arasında süren evlilikleri sırasında Lennon kendisini ayrıca "dünyanın en ünlü tanınmayan sanatçısı" olarak da nitelendirmiştir...Tabi bu evlilikten sonra Ono'nun inanılmaz bir serveti ve azımsanamayacak bir şöhreti olmuştur.. Ono'nun ilk evliliği 1956 yılında, Japon avante-garde müzik bestecisi Toshi Ichiyanagi ile olmuştur..Ono, bu evlilikte mutluluğu bulamamış ve 1963 yılında ikinci evliliğini Amerika'lı jazz müzisyeni ve prodüktör Anthony Cox ile yapmıştır..Ve bu evlilikten iki ay sonra kızları Kyoko Chan

PEARL AND THE BEARD - 40K

Listen Before You Love sunar: Pazartesi sendromuna son, Pearl and the Beard ! Bu haftanın mutlu başlayıp, eğlenceli bir şekilde devam etmesi için Amerika'lı grup Pearl and the Beard desteğini bizden esirgemiyor.. Jocelyn Mackenzie, Emily Hope Price ve Jeremy Styles'dan oluşan New York'lu üçlü, çello, gitar, akordiyon ve glockenspiel gibi zengin enstrümental alt yapısı ile bizlere hayat kurtaran bir müzik sunuyor. Family Records çatısı altında ilk albüm "God Bless Your Weary Soul, Amanda Richardson"ı 2009 yılında piyasaya süren grup, son olarak 2011 senesinde " Killing The Darlings" isimli bir albüm yayımladı..Lucius, You Won't, Lady Lamb the Beekeeper, Sharon Van Etten, Dinosaur Feathers, Laura Marling, Matt Singer gibi isimleri takip ettiklerini belirten grup üyeleri, yaptıkları müziğin 3 ses tek ruh kaynaklı var olduğunu ifade ediyorlar..Şu sıralar 3.sütdyo albüm için çalışmalarını sürdüren grubu, izleyeni ağlatan (!) performansı ile "

SALLIE FORD & THE SOUND OUTSIDE - UNTAMED BEAST

Sallie Ford, Tyler Tornfelt, Ford Tennis ve Jeff Munger'dan oluşan Amerikalı grup Sallie Ford and the Sound Outside 2007 yılında bir araya geldi..2009 yılında "Not An Animal" isimli bir EP, 2011 yılında debut albüm "Dirty Radio" yayımlandı..1950'lerin rock'n roll enerjisini taşıyan müziğiyle grup; duygusal ve sanatsal bütünlüğü başarılı bir şekilde eğlence ile birleştiriyor.. Dirty Radio'da yer alan "I Swear" şarkısında “What have these people done to music?" diyerek ana akım medyanın topluma pompaladığı pop şarkılarına tepki gösteren grubun vokali Ford'un sesi klasik caz ve blues'a olan yatkınlığı ve  Ella Fitzgerald ve Bessie Smith gibi ismlere benzerliği ile dikkat çekiyor...  Seattle ve Nashville'i kapsayan Amerika turnesini tamamlayan grup 19 Şubat Salı günü 11 şarkıdan oluşan ikinci albüm "Untamed Beast"i yayımlamaya hazırlanıyor..Bu albümdeki tüm şarkıları buradan  dinleyebilirsiniz..Kendil

PORTRE: AYLİN ÖRÜCÜ

Aylin Örücü...Bir ressam ve güzel şiirlerin şairi. 1977 İstanbul doğumlu genç sanatçı, 2002 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümü'nü bitirdi.."Transparan" isimli sergisi ile 16 Şubat - 5 Mart tarihleri arasında Galeri Eksen'in konuğu olacak Örücü, bakın kendi kaleme aldığı "manifesto"suyla neler söylüyor: "Hayat boyu kendimize ve çevremize tekrar tekrar yöneltmekten vazgeçemediğimiz ortak sorular içinde en önemlilerinden biri de ''Ben kimim?' 'dir. Bana göre özel yaşam maceramız da asıl bu noktada başlıyor. Her ne kadar bilinçaltımızın beslendiği alan dış dünya olsa da, okuduğumuz kitaplar, seyrettiğimiz filmler, pazarda gördüğümüz pamuk saçlı teyzenin özenle sürülmüş kıpkırmızı ruju ve kuşların cıvıltısı vs. doğrudan ve dolaylı içimize işlemişse de neyi, nerede, ne zaman görüp, duyduğumuzu unutarak, benim yaptığım gibi bazen kelimelere bazen de tuvallere sarılıp   ''ben kimim?''in cevabını a

ÜTÜSÜZ VE BURUŞUK BİR RUHUN ŞAİRİ: DİDEM MADAK

Türk şiirinin en iyi kadın kalemlerinden biridir Didem Madak...Şiirlerinde ölüm, kadın ve aşk gibi konulardan çarpıcı bir dille bahsetmiştir...1970 doğumlu Madak, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra; mesleği dışında bir çok işte çalıştı...Şiirleri çeşitli dergilerde yayınlandı..2011 yılında kanser hastalığı nedeniyle aramızdan ayrılan Madak, ilk kitabı "Grapon Kağıtları" ile İnkılap Kitabevi Şiir Ödülünü kazanmıştı...Kendisi sonrasında bizlere "Ah'lar Ağacı" (2002) ve "Pulbiber Mahallesi" (2007) isimlerinde iki muhteşem kitap daha armağan etmiştir.. Didem Madak, Varlık Dergisi'nde Müjde Bilir ile yaptığı röportajda kendisini şu şekilde ifade etmişti: “Hayatımla ve bir kadın oluşumla ilgili çözemediğim bazı meselelerim var. Bütün bunlar yokmuş gibi davranıp kitabi şiirler yazamam. Şiirlerim ütüsüz ve buruşuk gezdirdiğim ruhumun diyeti bence. Bu yüzden hepsi benden parçalarla dolu. Bu yüzden biraz ‘kadınsı’,

LIARS - WIXIW

Deneysel rock / dans punk grubu Liars, vokal ve gitarda Angus Andrew, perküsyon ve gitarda Aaron Hemphill ve davulda Julian Gross'un bir araya gelmesi ile 2000 yılında Amerika'da kuruldu..2001 senesinde debut albüm  "They Threw Us All in a Trench and Stuck a Monument on Top" yayınlandı.. Haziran 2012'de piyasaya sürülen 11 şarkılık 6. ve son stüdyo albümleri WIXIW (Wish You olarak okunuyor) ile elektronik müziğin derin dehlizlerinde yol almaya karar veren grubu, albüme adını veren şarkıya çekilen kliple misafir ediyoruz... http://www.liarsliarsliars.com/    

BRIGHTER LATER - THE WOLVES

Vokal ve gitarda Jaye Kranz, bas ve geri vokalde Virginia Bott, keyboardda Alex Landragin ve davulda Sean Albers'ten oluşan Avustralya'lı grup "Brighter Later" debut albüm The Wolves'u Mart ayında piyasaya sürüyor...Tüm şarkı sözlerini kendisi yazan vokal Kranz, aynı zamanda bir roman yazarı, radyo programcısı ve son olarak da grubun albümüne imza atan bir yapımcı. The Wolves, gece geç saatlerde, zahmetsiz, kırılgan ve samimi bir şekilde yatağınıza uzanan bir melodiler yumağı. Albümdeki 10 şarkının tamamı, Kranz'ın güzel sesiyle manyetik bir çekim alanı oluşturuyor, ve içine girdiğiniz şey sizi mutlu etmek için dilinden geleni yapıyor ! Albümdeki tüm şarkılar canlı kayıt yakınlığını hissettiriyor. The Wolves'u kategorize etmeyelim, ancak Brighter Later, Mazzy Star'ın puslu havası ile Cat Power'ın ilk zamanlarındaki büyülü nefesin birleşiminden kendi eşsiz dünyasını oluşturan bir grup gibi.  Şimdi kendizi grubun soluk yankılarına bı

HAYALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞAN BİR KADIN: BİR RÖPORTAJ - SIBILLE ATTAR

Sibille Attar...Kadife sesiyle umutsuz gecelerimize kapı altından sızar gibi dokunan İsveç'li şarkıcı...Kendisinden  bu sayfalarda  söz etmiştim..20 Şubat'ta "Sleepyhead" isminde bir albüm yayınlamaya hazırlanan Sibille Attar ile konuştum...Garsonluk yaparken hayallerinin peşinden koşarak istifa ettiğinden, ülkemizde bile bir çok kimsenin tamımadığı Afet Serenay ve Gülcan Opel'i severek dinlediğinden ve daha bir çok şeyden bahsetti... (click here to read the interview in English) 2013 yılının hatırı sayılır albümlerinden birisi olacağına inandığım Sleepyhead'i merak içerisinde beklerken, kendisine samimi cevapları için buradan bir kez daha teşekkür edelim.. LBYL: Merhaba Sibille…Bildiğimiz kadarıyla bundan evvel Sppedmarket Avenue, The Tourettes ve Little Red Corvets gibi gruplarla çalıştın…Bize biraz o yıllardan bahseder misin, solo olarak devam etmeye nasıl karar verdin? Sibille: Aslında içimde büyüyen, gayet doğal bir süreçti bu..Başka i